SARS-CoV-2 Türkiye’de! Şimdi Ne Olacak?
Bildiğiniz gibi dün gece saatlerinde Sağlık Bakanı Fahrettin
Koca, SARS-Cov-2 virüsünün Türkiye’de de tespit edildiğini açıkladı. Virüsün
ilk insana bulaşma tarihi, bundan yaklaşık 3 ay önce olmasına karşın, 3 ay
sonunda Türkiye’ye gelmesi, gerçektende tedbir seviyemizin yüksek olduğunu
bizlere gösteriyor. Virüs gerçekten de bize diğer ülkelere nazaran daha geç
gelmiştir. Peki, bundan sonra ne yapmalıyız? Panik yapacak bir durum var mı
ortada? Bunun hakkında biraz konuşmak istiyorum…
The Dickinson Press |
Öncelikle panik yapmamız gereken hiçbir durum yok ortada. Bunu
çok rahatlıkla söyleyebilirim, sakinliğimizi bozmamızı gerektiren,
telaşlanmamızı gerektiren hiçbir durum yoktur. İlk olarak virüs, sadece bir
kişide tespit edildi ve bu tespit, tüm Türkiye’yi tehdit eden bir durum değil,
bunu bilmenizi isterim. Bunun yanında ayrıca, virüsün tespit edildiği kişi ve
ailesi, gözlem altında tutulmaya devam ediyor. Yani bu insanların 80 milyon
insana tehdit olması mümkün değildir.
Aklınıza şu soru gelebilir: Ya onlarca kişide bu virüs varsa
ve tespit edilememişse? Bu soru haklı bir soru, böyle bir durum tabii ki göz
ardı edilemez. Ciddiye alınması gereken bir soru, ve düşündüğünüz gibi, tespit
edilememiş onlarca vaka olabilir. Ve bu vakalar bir anda tüm Türkiye’ye
yayılabilir, tabii gelecek senaryosu kurma konusunda biraz abartıyorsanız… ilk
olarak şunu söylemeliyim ki, karşımızda The Walking Dead dizisi senaryosu yok,
bunu aklınızdan çıkartın. İnsanlığı tehdit eden ve yok edebilecek bir virüsten
bahsetmiyoruz. Gayet basit, solunum yoluyla bulaşan ve semptomları grip
dediğimiz viral hastalık ile aynı olan bir virüsten bahsediyoruz. Öldürme
ihtimali yok mu diye soracak olursanız, elbette var! Lakin bunun yanında,
öldürücülük oranı ciddi anlamda düşük bir virüs tipi. Yaklaşık %3 e varan bir
öldürme oranına sahip. Ve bu oran gençlerde çok daha düşük.
“Araştırmalar gösteriyor ki, ciddi vakaların sadece %10 u 40
yaş altı insanlardır. 4 Şubat 2020 tarihi itibariyle Çin’de ölen 425 kişinin
%80’inin 60 yaş üstü olduğu ve %75’inin salgın sırasında devam eden başka bir
hastalığı olduğu da tespit edildi.”
Sosyal medyada gördüğünüz gibi, insanların erzak depolamak
için sıraya girmesi ve birbirleriyle bu durum sebebiyle kavga etmesi, gerçekten
çok mantıksız ve hiç hoş olmayan görüntülerdir. Evet, dışarı çok sık çıkmamak
ve bunun için yiyecek depolamak haklı bir davranıştır, lakin bunu bir hayat
memat meselesine dönüştürmek, kaos çıkartmak gerçekten de absürt bir durumdur. Size
bir veya iki hafta yetecek kadar yiyecek depolamak sağlıklıdır, bu şekilde
kendi önlemlerinizi almış olursunuz. En azından birey olarak kendinizi korumaya
çalışırsınız, bunun yanında birkaç ay yetsin diyerek marketi talan etmek, hem
diğer insanlara saygısızlıktır hem de gereğinden fazla korkunun ve telaşın göstergesidir.
Virüsten korunacağım diye düşünerek, kendinizi toplumdan silmek pek doğru ve
uygun bir davranış değildir doğrusu. Kendinizi ve çevrenizdekileri korumak
adına, sık sık ellerinizi yıkayabilir, sigara ve alkol tüketimini azaltabilir,
insanlarda el ile tokalaşmamaya dikkat edebilirsiniz… Bunlar sağlıklı ve doğru
davranışlardır elbette. Bunları yaparken bilinçli olur ve korkuya kapılacak bir
durumun olmadığını anlar iseniz, işler hem sizin için hem de çevrenizdeki
insanlar için çok daha sağlıklı olabilir.
Bilinçli olma durumuna ayrı bir dikkat çekmek istiyorum! Etrafınızda
birçok bilinçsiz, her olayı ve konuyu dalgaya alan, “ya ne olacak, bir şey
olmaz!” diyerek tedbiri elden bırakan ve şuursuzca ortalıkta dolaşan insanlar
vardır. Bu insanlar ile aranıza mesafe koymanız gerektiğini söylemek isterim. Çünkü
bu insanlar telaşlanmazlar ve paniğe kapılmazlar, bu durum iyi fakat bütün
önlemleri bir kenara atıp, virüs için bizzati yaşam ortamı sağlayabilecek
kapasiteleri olabileceğini de unutmayınız!
The Scientist |
Millet olarak olayları fazla büyütüp hemen galyana
gelebiliyoruz. Bunu durdurmak ve kısmen de olsa bilinçlendirmek elbette ki
bizim elimizde. Etrafınızdaki insanları uyararak, bu virüsün ne olduğunu
bilimselliğiyle öğrenip anlatarak işe başlayabilirsiniz! Bunun dışında kuru
panik ve korku yaşamanıza gerek yoktur! SARS-CoV-2 virüsünün ne olduğunu birçok
bilimsel siteden öğrenmeniz mümkündür. Size tek
tavsiyem, haber kanallarının sitelerinden okumamanız! Çünkü bazı haber
kanalları virüsü magazinleştiriyor ve sırf insanları sitelerine çekebilmek
için, “clickbait” dediğimiz karaktersizliği yapabiliyor. Haber kanallarına
itibar etmemenizi ve bilim ile uğraşan, Türkçe veya İngilizce site ve kanalları
izlemenizi/okumanızı önemle tavsiye ediyorum.
Panik yapmamız gerekseydi, elbette ki gribe yakalanma
konusunda panik yapmamız gerekirdi. Grip sebebiyle bir yılda yaklaşık 1 milyon
insan ölmektedir. Bunu biliyor ve bildiğimiz halde herhangi bir korku
hissetmiyoruz, çünkü grip dediğimiz hastalık bizim için artık sıradanlaştı. Ve ilerleyen
süreçte COVID-19 hastalığı da bizim için sıradanlaşacak!
Yorumlar
Yorum Gönder
Kıymetli yorumlarınız bizim için önemlidir. Bize ulaştırdığınız her öneri ve görüşü, eleştiriyi dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz.