Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Koronavirüs Dünyada Bir Şeyleri Değiştirebilir!

Resim
Dünya yaklaşık dört buçuk aydır bu salgın haberleriyle içli dışlı, bunu hepimiz biliyoruz. Çin’de başlayan bir salgın hastalık, dünyada tüm kıtalara yayılma başarısı gösterdi ve dünya bu hastalık sebebiyle ciddi anlamda insan kayıpları verdi. Ülkeler sınırlarını kapattı, uçuşlar iptal edildi, ülkeler arası ticaretler kısmi olarak askıya alındı vs. Action New Snow Uzun zamandır dünya böyle bir salgın hastalıkla yüz yüze gelmemişti. Kimi ülkeler panik yaptı ve hızlı hareket etti, kimi ülkelerse durumun ciddiyetini hafife aldı ve herhangi bir kısıtlama ihtiyacı hissetmedi. Hafife alan ülkeler ne yazık ki bunun bedelini ağır ödedi. Verilen insan kayıpları bir yana dursun, ülkelerin ekonomik zararları ve hükümetlerin yanlışları, dönüşü olmayan bir yola girdi. Birçok ülkenin hükümeti yaptıkları bu yanlıştan dönmeye çalışsa da, verilen kaybın önüne geçilmesi zor oldu. Bu da haliyle ülke vatandaşlarını düşünmeye itti. Bu tip enkazların öngörülememesinin sonuçları, hükümetler açısın

Cansızlıktan Canlılık Nasıl Ortaya Çıktı?

Resim
Bunu düşünmeyeniniz yoktur herhalde, değil mi? Birçoğumuz kendimize bu soruyu sormuştur ve muhtemelen birçoğumuz cevaplayamamıştır. Aslında üzerinde biraz düşünüp okuma yapınca, kafanızda belli başlı şeyler beliriyor. Bu konu hakkında yaklaşık iki saattir okuma yapıyorum ve kafamda belirenleri/oluşanları size aktaracağım. Kafam biraz karışsa da birçok şey rayına oturdu diyebilirim. Bu karantina günlerinde okuduğum makale sayısını arttırdım ve bunun geri dönüşlerini alıyorum. Öncelikle, “cansızlıktan canlılık nasıl ortaya çıktı?” diyen, aklı sıra “evrimcileri” köşeye sıkıştırdığını sanan “tutucu” kesime, bundan önce “bilmiyorum” cevabını veriyordum. Sahiden öyle, bilmiyordum! Ve benim onlardan farkım “bilmiyorum” diyebilmek. Ama artık bir şeyler biliyorum ve bir kez daha bu soruyla karşılaşırsam, silahsız değilim. İlk olarak “canlılık” nedir onu bir anlamaya çalışalım. Bir yapı belli bir organizasyona sahipse, metabolik faaliyetler gösteriyorsa ve enerji üretip/tüketiyorsa, o

Gelecek Senaryosu: Bin Yıl Sonra Tüm Dünya Aynı Dili Konuşur mu?

Resim
Bu aralar gelecekle ilgili fazlasıyla teoriler üretiyorum. Günümüz dünyasını temel alarak düşünmeye başladığımda, kafamda belli başlı düşünceler oluşuyor. Bunlardan bir tanesi de, gelecekte tüm dünyanın aynı dili konuşuyor olması. Bin yıl, aslında gerçekten uzun bir süre diyebilirim. Özellikle bugün bilimin ve teknolojinin birkaç senede aldığı mesafeyi düşündüğümüzde, o zamana kadar inanıyorum ki Ay’a merdiven bile dayarız biz! Biliyorsunuz ki evrensel dil İngilizce… Bir Almanya başbakanı ile Rusya başkanının iletişime geçmesi gerekirse şayet, iki tarafta İngilizce konuşmak zorundadır. Çünkü İngilizce tüm dünyada kabul görülmüş bir dildir.  Örneğin Çin tüm dünyaya bir açıklama yapması halinde, açıklamasını hem Çince yapacaktır hem de İngilizce… Çünkü diğer devletlerin Çince bilen tercümanları olmayabilir lakin İngilizce bile tercümanları muhtemelen vardır. Ayrıca bilimin dili de İngilizce olarak kabul edilebilir. Birçok güvenilir kaynak İngilizce olarak basılır ve y

Atatürk’ü Kutsallaştırdık Mı?

Resim
Geçenlerde birisi stand-up gösterisinde kara mizah yapmaya çalışmış ve Atatürk’e “ayyaş” diye hitap etmiş. Görüntülerin sosyal medyada yayılmasıyla insanlar bunu yapan adamın hakkında tonlarca şey yazmışlar. Biraz göz gezdirdim ve yazılan yorumların (en azından bir kısmının) hakaret içeren yorumlar olduğunu fark ettim. Birkaç gündür de bu konu üzerinde düşünüyorum, Atatürk bizim vatanımızı kurtaran ve yokluktan varlığı ortaya çıkaran bir kişilik. Buraya kadar her şey tamam lakin bir yerde sorun var! 100 sene önce aramızdan ayrılmış olan Mustafa Kemal Atatürk hakkında, neden hala bir tartışma ortamı var? İnsanlar neden Atatürk hakkında ileri geri konuşuyor? Atatürk hakkında ileri geri konuşanlara, Atatürk’ü sevenler niçin karşı saldırıda bulunuyor? Yoksa biz, Atatürk’ü kutsallaştırdık mı? Bu soruları kendime sordum ve cevaplar aramaya başladım. Ölümünün üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen, çoğu zaman insanların gündeminde Mustafa Kemal Atatürk oluyor. Onun yaptıklarına e

İdam Geri Gelmeli Mi?

Resim
  Bilindiği üzere idam cezası Türkiye’de fiilen 1984’ten beri uygulanmıyor. En son idam edilen kişi Hıdır Aslan adında sol görüşe mensup bir aşırıcıydı. Fiili uygulama 1984’te son bulsa da ölüm cezası 2004’e kadar kanunda yer aldı. Bebek katili öcalan da 1999’da Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından oy birliğiyle idama mahkûm edildi. Karar daha sonra Yargıtay tarafından onansa da 2002 yılında cezası ağır müebbet hapse çevrildi.

Evrimsel Biyoloji Öğrenmek Bize Ne Kazandırır?

Resim
Bu zamana kadar sürekli evrimsel biyolojiyi anlattım (temel düzeyde). Lakin evrimsel biyoloji öğrenmenin bize getirisine hiç değinmedim. Bu yazımda evrimsel biyolojinin bize getirilerini konuşmak/tartışmak istiyorum. İlk olarak evrimsel biyoloji, özellikle bu topraklarda yaşayan bizler için “aykırı” olmayı öğretir. Biliyorsunuz ki Türkiye’de “evrim” bir tabu haline gelmiş durumda ne yazık ki. Siz evrimsel biyoloji öğrendiğinizde, bu tabulara bir darbe vurmuş oluyorsunuz. Tabular da milletleri geriye götürmekten başka hiçbir işe yaramadığı için, aslında çok doğru bir şey yapıyorsunuz. Her geçen gün bu tabulara onlarca darba vuruluyor. Bu sevindirici bir durum, eminim ki her gün yüzlerce insan evrimsel biyolojiyi (doğru kaynaklardan) öğreniyor ve kendisini yetiştiriyor. Bu insanlar, “aykırı” bir bilgiyi öğrendikleri için aslında kendilerini toplumun oluşturduğu kalıba sokmayı reddetmiş oluyorlar. Sıradanlıktan kaçınmakla kalmıyor, bir taraftan da özgün olma yolunda ilerliyorlar.

Yüzüstü

Resim
YÜZÜSTÜ Uzaklardaki ses senin midir kandaşım? Yardımlar istediğin ben miyim soydaşım? Sesin ulaşmaz bana değilsin ya arap. İşitmem! Olsa da atalar yurdu harap.

Covid-19 Kapitalizmin Sonunu Getirecek Mi?

Resim
      Virüs üzerinden duyar kasmak da virüs ile alakalı komplo teorileri üretmek de virüsün kendisi kadar yaygınlaştı. Son dedikodulara göre covid-19 kapitalizmin sonunu getirecek, dünyadaki bu sömürgeci düzen yıkılacak ve yerine artık kafalarında nasıl bir düzen varsa o gelecek. Şimdi bunun saçmalığını birkaç yerden ele almak istiyorum       Öncelikle kapitalist düzenin ne olduğundan kısaca bahsedeyim. Kapital kelime anlamı olarak sermaye anlamına gelmektedir. Kapital düzende elinde sermayesi olan insanlar bu sermayeyi kullanarak daha fazla para elde ederler. sonra artan paralarını daha da fazla para elde etmek için kullanırlar. Zengin gittikçe zenginleşip pastadan daha büyük dilimler yemeye başladıkça, yoksula da doğal olarak daha da yoksullaşır. Kapitalist düzenlerde ekonomiye devlet müdahalesi minimum düzeydedir. Küçük şirketleri büyük şirketlere karşı koruyacak bir devlet olmadığından büyük şirketler önüne çıkan her şeyi yutan ve gittikçe büyüyen bir çığ gibi küçük şirketleri t

Neden Korkmaktan Bu Kadar Haz Alıyoruz?

Resim
Korku… Birçoğumuz zaman zaman para karşılığı korku satın alıyoruz. Korku kitapları, vizyona girmiş korku filmleri, korku oyunları, korku evleri… Korkmak için para veriyorsak eğer, bunu bize iyi geldiği için mi yapıyoruz? Korkmak bize niye iyi gelsin ki? Aslına bakarsak korkunun belli bir boyutu vardır. Yaşadığınız olayın üzerinde ne kadar az kontrolünüz varsa, o kadar çok korku duyarsınız.  Bilgisayarınızda korku oyunu oynadığınızda, kontrol tamamen sizdedir. Oyunu durdurabilir, kapatabilir, hatta ve hatta bir daha geri yüklememek üzere bilgisayarınızdan silebilirsiniz. Bu sebeple bilgisayar oyunları, çok da korkutucu değildir (korkutucudur ama çok değildir). Dean Burnett’in Aptal Beyin kitabında gördüğüm bir örnekte şu şekildedir: Uçaktan paraşütle atlamak heyecanlı ve eğlenceli olarak değerlendirilir. Sırtınızda paraşüt olmadan uçaktan düşmekse öyle değildir. Elbette haklı, uçaktan sırtınızda paraşütle atladığınızda yine heyecan ve korku hissedersiniz, yere yaklaştığını

Otorite Karşısında İnsan Belleği

Resim
İnsan belleği, gerçekten de çok acayip. Çocukluk yıllarımızda yaşadığımız bir olayı/tramvayı anı anına hatırlarken, bir şey almak için girdiğimiz odada “buraya niye gelmiştim ben” diye bir anda kısa süreli hafıza kaybı yaşabiliyor. Ve hatta biraz daha ileri gidip, aslında var olmayan hatıralar üretebiliyor. Birçoğumuzun hafızası aslında her geçen gün tekrar tekrar uyarlanıyor ve update ediliyor. Bizim çıkarlarımıza göre yorumlanıyor ve bize tekrar sunuluyor… İnsanların otorite karşısında nasıl bir tavır aldığını, beyinde neler olduğunu merak ettim ve biraz araştırma yaptım. Araştırma yaptığım sıralarda Dean Burnett’in Aptal Beyin (Idiot Brain) isimli kitabından birkaç satır buldum. Otorite karşısında insan belleğinin ne denli değişebileceğini veya baştan hatıralar yaratabileceğini çok güzel bir örnekle anlatmış. Dean Burnett’in kitabından o pasajı sizinle paylaşmak istiyorum: “İnsanlar otorite figürü olarak gördükleri kimseler tarafından akıllarının çelinmesine açıktır

Evrim Hakkında Kafa Karıştıran Sorular-2

Resim
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde “evrim hakkında kafa karıştıran sorular” başlıklı bir yazı yayımlamıştım. O yazımda birçok insanın yanlış/eksik bildiği konulara/sorulara değinmiştim. O yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Şimdi o yazının devamı niteliğinde bir yazı yazmayı düşünüyorum. Ele aldığım 3 soru var ve sizinle birlikte bu 3 soruyu ele alacağım… 1-) Evrim Varsa Neden Hala Maymunlar Var? Bu soruyla sık sık karşılaşıyorum. Gerek sosyal medya platformlarında gerekse yüzyüze tartıştığım insanlar tarafından bu soru sıkça gün yüzüne çıkartılıyor. Ne yazık ki bu mesele birçok insan tarafından hala anlaşılamamış durumda. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, evrim iki kuzen türün birbirlerine geçişi değildir! Bu tamamen hatalı bir varsayımdır. Evrimsel biyolojiyi biraz okuduğunuz zaman, türler arası geçişin ata türden diğer alt türlere geçiş olduğunu görürsünüz. Şempanze ve insanı ele aldığımızda bu iki tür kuzendir. Son ortak ataları yaklaşık 6 milyon yıl önce yaşa

Yuval Noah Harari - Virüsün Ardından

Resim
 Yuval Noah Harari, onu daha çok kitabı "Hayvanlardan Tanrılara Sapiens" in yazarı olarak tanıyoruz. Aynı zamanda "Homo Deus - Yarının Kısa Bir tarihi" adlı bir kitabı da vardır.  İsrailli bir tarihçidir. Harari'in Financial Times 'ta salgınla ilgili görüşlerini içiren bir yazısı yayınlandı. Salgının kendisinden çok, alınacak radikal kararların bireysel özgürlüğe zincir vuran, insanları devamlı gözlem altında tutan, kalıcı totaliter önlemler haline gelmesi ihtimaline karşı endişelerini anlatıyor. Orjinal metine Financial Times 'ten ulaşabilirsiniz. Türkçe çevirisi:

Evrim’i Bilimsel Kaynaklardan Öğrenin

Resim
Eski yazılarımda ele aldığım bir konuyu tekrar gündeme getirmek istiyorum. Birkaç gündür evrim karşıtı insanların paylaşımlarına ve yorumlarına göz gezdiriyorum. Çok rahatsız olduğum paylaşımlar yapıyor birçoğu. Rahatsız olmamın sebebi ise, bilmedikleri bir konu hakkında konuşuyor olmaları. Bilmiyorlar ve bunu kabul etmiyorlar! Sadece bildiklerini sanıyorlar! Bu insanların evrimi reddetmesinin tek sebebi olduğunu düşünüyorum: Evrim’i bilimsel kaynaklardan açıp okumak yerine, dini ve ideolojik fikirlerini “pazarlayan” insanların paylaşımlarından etkilenerek bu refleksi gösteriyorlar. Dini düşüncelerini ve ideolojilerini “pazarlayan” insanların özellikle Youtube’da paylaştıkları “evrim karşıtı” videoların hiçbir bilimsel temeli olmamasına rağmen, bu denli sorgusuz sualsiz reddedilmesine ne yazık ki anlam veremiyorum.

Karantina Günlerinde Evde Yapabileceğiniz 9 Aktivite

Resim
Bildiğiniz gibi, dün gece itibariyle 20 yaş ve altına da sokağa çıkma yasağı geldi. Birçok gencimiz ne yazık ki bu süreçte evinde kalmak zorunda. Evde kaldığımız bu süre içerisinde, yapabileceğimiz 9 farklı aktivite düşündüm ve bunları sizlere aktarmak istiyorum. Birçoğu hepiniz aklına gelmiştir muhtemelen lakin ben bir kez daha hatırlatmak amacıyla, bu yazımda onları da kaleme alacağım. O halde başlayalım… 1-) Bilgisayar Oyunları Oynayabilirsiniz Evinde bilgisayarı olanlar, belki de uzun zamandır bilgisayarınızı açmıyorsunuzdur. Size tavsiyem artık açın ve yeni oyunlar keşfedin. Örnek vermek gerekirse, Steam üzerinden binlerce ücretsiz oyun bulunmakta, bunu hepiniz biliyorsunuz. Steam’e kayıt olarak oradan yeni ve ilginizi çeken online/offline oyunlar bulabilir ve zaman geçirmeye başlayabilirsiniz. Bunu zaman öldürmek gibi düşünmeyin, günde birkaç saat oyun oynamak, kafanızı dağıtmak için çok ideal bir yöntemdir. Bu korona günlerinde, insanların büyük bir çoğunluğunun tek gü

Bilgeyle Sohbetler

Resim
+Niye konuşmuyorsun? -Konuşuyorum. +Nasıl yani? Ben duymuyorum. -Konuşuyorum, sen duymuyorsun. +Kiminle konuşuyorsun? -Kendimle.