Özsaygı Ve İnsanın Kendisini Tanıması



Bugün sizlerle TDK’da kelime anlamı “insanın kendisine duyduğu saygı, haysiyet” olan öz saygıyı, biraz daha irdelemek, biraz daha açmak istiyorum.

Birçok insan, öz saygısının olduğunu, kendisine saygı duyduğunu dile getirir. Bu insanlara öz saygının ne olduğunu sorsanız, size kelime anlamını rahatlıkla söyleyebilirler. Lakin bu insanları biraz incelediğiniz zaman, aslında kendilerine pek de saygı duymadıklarını görebilirsiniz. Peki, nedir bu öz saygı? İnsanlar kendilerine saygı duyduklarını iddia ettikleri halde, niçin aksi yönde davranırlar? Kişinin öz saygısı olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?

Aslına bakarsak birçok insan öz saygıyı, kendisinin eleştirilmesine tahammül edememek sanıyor. Yani, herhangi bir kişi kendisini eleştirdiği zaman, aşırı tepki gösteriyor ve bunu özsaygı sanıyor. Sıradan biri kendisini eleştirdiği zaman, tepki olarak ya kendisini kapatıyor ve insanlarla iletişimini kesiyor, yada o insana veya çevresindeki diğer insanlara sert çıkarak tepkisini dile getiriyor. Bazıları da vardır ki, eleştirilmeye tahammül edemediğini açığa vurmaz ve bu duyguyu içine atar. Daha sonra, o eleştiriyi yapan kişi, kendisine herhangi bir zamanda, herhangi bir şey söylediği zaman, onu tersleyerek aslında içine attığı duyguyu hiç alakası olmayan konu ve durumlarda ortaya çıkartır. Her insan bir olmadığı için, her insanın duyguları yansıtma ve tepki gösterme şekli farklıdır.

Kendisine yapılan eleştirileri hakaret olarak algılayan ve anlayıp dinlemeden tepki gösteren insanları ele alalım. Bu insanlar, kendilerine saygı duyduklarını iddia ederek aslında bu tepkiyi gösterirler. Halbuki, küçücük bir durumda bile aşırı parlayan bu tip insanlar, aslında o tepkiden sonra kendilerine kızmaya başlarlar. Kendilerine kızmaları, o an aşırı tepki gösterdiklerinin farkında olmaları sebebiyledir. Ve bu insanlar, her defasında aynı hatayı yaparlar ve her defasında tekrar tekrar kendilerine kızarlar. Bir noktadan sonra, kendilerini düzeltemediklerini fark ederler ve belki de yıllar geçtikçe bipolar bozukluğu yaşamaya başlarlar.

Bu insanların ortak problemi, kendilerini tanımıyor olmalarıdır. Kendilerini tanıdıklarını düşünürler lakin birçok insan gibi bu insanlar da kendilerini hiç incelemez ve kendilerini hiç tanımaya çalışmazlar. Aslında temel sorun budur, eğer insan kendisini tanımazsa, eleştirildiği zaman ne hissettiğini yada neden bu şekilde hissettiğini kendisine sormaz ise, bu durum muhtemelen düzelmez. Birçoğunuzun “ben kendimi tanıyorum!” dediğini duyar gibiyim lakin size acı bir gerçek söyleyeceğim. Eğer hissettiğiniz duyguları (korku, öfke, mutluluk, üzüntü) hangi durumlarda hissettiğinizi, neden hissettiğinizi, bu durum karşısında ne yapmanız gerektiğini vs. sorgulamaz iseniz, siz kendinizi tanımıyorsunuzdur! Çünkü kendini tanımak bunu gerektirir. Kuru kuruya “ben kendimi tanıyorum” demekle olmuyor maalesef. Her insan gibi sizin de bir kişiliğiniz var ve bu kişiliğin ayrıntıları inmez iseniz, tek yaptığınız kendinizi kandırmaktır.

özgüven

Diyelim ki içinize döndünüz ve bu soruları kendinize sordunuz, o zaman ne olacak? İşte o zaman, duygularınızı kontrol etmeyi öğreneceksiniz. Çünkü kendinizi keşfe çıktığınız o süreçte, hangi durumlar karşısında ne tür tepki verdiğinizi fark edeceksiniz ve bu farkındalık size yanlışlarınızı gösterecek. Diyelim ki biri sizi eleştirdiği zaman niçin öfkelendiğinizi fark ettiğinizde, muhtemelen öfkelenmemeyi öğreneceksiniz. Çünkü bir kez fark etmiş olacaksınız ve yaptığınızın ne kadar absürt ve kendinize saygısızlık olduğunu anlayacaksınız. Bu saygısızlığın sebebi,  o küçücük eleştirinin sizin moralinizi bozuyor ve tadınızın kaçıyor olmasıdır. Bunu aslında siz yapıyorsunuz. O eleştiriye yada o kişiye yüklediğiniz anlam sebebiyle, siz kendinize kızmaya başlıyorsunuz. Aslında sorun kaynağı yine siz oluyorsunuz ve bunun farkında olduğunuz için, bir kez daha kendinize kızıyorsunuz.

Kendisine saygısı olan bir birey, ilk olarak kendisiyle ilgilenmeyi bilir. Neleri yapmaktan zevk aldığını fark eder ve o zevk aldığı şeylerin peşinden gider. Bu belki gitar çalmaktır, belki motosiklet sürmektir, belki de ilgisini çeken konularda araştırmalar yapmaktır. Hiç fark etmez, her insanın ilgisini çeken alanlar/konular vardır ve asıl mesele bu alanları/konuları keşfetmektir. Bunu sizden başkası maalesef başaramaz. İşte burada iş size düşüyor ve tüm sorumluluk sizde. Eğer ki kendinize vakit ayırırsanız, emin olun ki siz de kendinizin bambaşka bir insan olduğunu anlayacaksınız. Hiçbir şekilde sıradan bir insan olmayacaksınız ve bütün öncelikleriniz yalnızca siz olacaksınız.


Umarım öncelikleri kendinize vermenizin sizi narsist yapacağını düşünmüyorsunuzdur. Çünkü narsist insanlarla kendisini tanıyan ve kendisine değer/önem veren insanlar arasında ciddi farklar vardır. En basit farklardan birisi, narsist insanlar genelde aşağılık kompleksine sahip olurlar. Yani temelden bakacak olursanız, kendilerinin hep eksik olduğunu düşünürler ve kendileriyle barışık değillerdir. Tek yaptıkları bunu dışarıya tam tersi olarak yansıtmaktır. Aslında rol yapmaktan başka yaptıkları hiçbir şey yoktur ortada. Ama eğer siz kendinize saygılı bir birey iseniz, dışarıdan bu çok rahat anlaşılabilir. Kendinize yatırım yaparsınız, kendinize öncelik verirsiniz ve kendinize belli başlı olaylar karşısında acımasızca kızmak yerine, nerede hata yaptığınızı arar, bulur ve ne gibi çözümler yaratabileceğinizi düşünürsünüz. İşte bu da size, olgunluk ve güven katar. Ve insanlar bunu dışarıdan çok rahat gözlemleyebilir.

Siz kendinize saygılı olursanız, insanlarda size saygılı olur. Bu kural her zaman böyledir ve hiç değişmemiştir!

Yorumlar

  1. Tek kelimeyle mükemmel bir paylaşım olmuş. Devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Kıymetli yorumlarınız bizim için önemlidir. Bize ulaştırdığınız her öneri ve görüşü, eleştiriyi dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evrimsel Biyoloji Öğrenmek Bize Ne Kazandırır?

Covid-19 Kapitalizmin Sonunu Getirecek Mi?

SOSYOLOJİ NEDİR

Eşcinsellik Üzerine

İnsanların Evrim ile İmtihanı