Otorite Karşısında İnsan Belleği
İnsan belleği, gerçekten de çok acayip. Çocukluk
yıllarımızda yaşadığımız bir olayı/tramvayı anı anına hatırlarken, bir şey
almak için girdiğimiz odada “buraya niye gelmiştim ben” diye bir anda kısa
süreli hafıza kaybı yaşabiliyor. Ve hatta biraz daha ileri gidip, aslında var
olmayan hatıralar üretebiliyor.
Birçoğumuzun hafızası aslında her geçen gün tekrar tekrar
uyarlanıyor ve update ediliyor. Bizim çıkarlarımıza göre yorumlanıyor ve bize
tekrar sunuluyor…
İnsanların otorite karşısında nasıl bir tavır aldığını,
beyinde neler olduğunu merak ettim ve biraz araştırma yaptım. Araştırma
yaptığım sıralarda Dean Burnett’in Aptal Beyin (Idiot Brain) isimli kitabından
birkaç satır buldum. Otorite karşısında insan belleğinin ne denli
değişebileceğini veya baştan hatıralar yaratabileceğini çok güzel bir örnekle
anlatmış. Dean Burnett’in kitabından o pasajı sizinle paylaşmak istiyorum:
“İnsanlar otorite figürü olarak gördükleri kimseler
tarafından akıllarının çelinmesine açıktır ve sorguya çekilen insanlarda soru
tarzının neyin hatırlanacağı üstünde ciddi etkisi olabileceği sürekli
karşılaşılan bir bulgudur.
…
Bireyin gergin olduğu ve sorunun otorite sahibi birisinden
gelmesi gibi özel koşullarda (örneğin mahkeme salonundaki avukat gibi) spesifik
sözcük kurgusu bir hatıra “yaratabilir”. Örneğin avukatın “Büyük çedar peyniri
soygunu sırasında sanık peynir dükkanının yakınlarında mıydı?” sorusuna
karşılık tanık hatırladıklarına dayanarak evet ya da hayır yanıtını verebilir.
Ama avukat “Büyük çedar peyniri soygunu sırasında sanık peynir dükkanının
neresindeydi?” diye sorarsa, bu soru sanığın kesinlikle orada olduğunu ileri sürer. Tanık sanığı gördüğünü
hatırlamayabilir ama daha üst statüdeki birisinin başka bir olgudan söz eden
sorusu beynin kendi kayıtlarından şüphe duymasına neden olur ve beyin bu
“güvenilir” kaynaktan gelen yeni “olgulara” uyacak kayıtlar ayarlayabilir.
Tanık şuna benzer bir cevap verebilir: “Sanırım gorgonzolanın yanında
duruyordu.” O sırada buna benzer bir şey görmemiş olsa da kendi dediğine
inanabilir.
Greg Carter |
Bu örnek, insan beyninin ne kadar güvenilmez olabileceğini
bizlere gösteriyor. Dean Burnett, insan hafızasının kimi zaman tamamen yanlış
yönlendirilebileceğini şu sözleriyle dile getiriyor:
“Bir keresinde savcılığın tüm tanıklarının sahte hatıraları
dile getirebiliyor olma ihtimalini doğrulamak için mahkemede ifade vermem
istenmişti. Reddettim, zira istemeden tüm adalet sistemini çökertebileceğimden
korktum.”
LawOffices |
Ve bu durumu herkesin yaşayabileceğini, “… bunun en endişe
verici tarafı, kafanızda sahte hatıralar yaratılması için psikolojik sorunlar
yaşıyor olmanız gerekmemesidir, neredeyse herkesin başına gelebilir.” sözleriyle
de ifade ediyor. Yani emin olun ki bu durumu hepimiz yaşıyoruz.
Beyinde var olmayan hatıraların üretilmesi ve üstüne beynin
buna kendisinin de bizzat inanıyor olması, en çok ilgimi çeken şey oldu.
Özellikle otorite karşısında, beyin bütün sınırlarını aşıyor ve sırf
“güvenilir” olarak gördüğü otoriteyi doğrulamak amacıyla, bir anda seferberlik
ilan ediyor (tabii bu seferberlik birkaç milisaniye sürüyor). Niye yapıyor
peki? Niçin otoriteyi doğrulamak için, hiç olmayan hatıralar üretiyor?
Otoriteyi doğruladığı zaman, beynin eline ne geçiyor? Beyin, otorite karşısında
neden bu kadar aciz kalıyor? Bu sorular, üzerinde düşünmem gereken onlarca
sorudan sadece birkaç tanesi. Ve birçoğuna muhtemelen cevap
veremeyeceğim/bulamayacağım…
Enteresan
YanıtlaSil